Bazı dini yanlışlıklar nelerdir, dindeki yanlıslıklar, dinde hangi yanlıslıklar yapılmaktadır, dinim

BAZI DİNİ YANLIŞLIKLAR

İnanan bir insan için dinini tam bilmemek ayıp değil. Ama öğrenmek için hiç gayret göstermemek çok ayıp. Maalesef bir de Hıristiyan ve Yahudi aleminin din diye bize empoze ettikleri ve körü körüne bunlara uymamızda maalesef bizi sapkın düşünceye ve şirke itmektedir. Bunların yanında birde eskilere dayanan örf adet ve geleneklerimiz eski Türklerdeki Şamanizm inancı yer gök tanrısı gibi inanışlara İslamiyet öncesi sahip olunan konulara halen günümüzde dinin emirleri gibi uyulmaktadır.

Diğer taraftan bazı din istismarcılarının dine sokuşturduğu eksiklikler ve fazlalıklarda maalesef din hükmü zannıyla bu saçmalıklara uyulmaktadır. Bunlara uyulurken ise dinin gerçek olarak kullardan istenilen yerine getirilmemektedir.

İslamiyet de kutsal gün gece ve ayların olmadığı, Allah katında bütün gün ay ve yılın aynı kıymet ve değerde olduğu bir gerçektir. Amma ve lakin insanlar Berat, Regaip, Mevlüt kandilleri gibi geceler uydurup dine sokmuşlar. Yine üç aylar diye Recep, Şaban ve Ramazan aylarını da kendilerine göre kutsallaştırmışlardır. Kuran-ı Kerim de Allah sadece biz bu kitabı yani Kuranı Kadir gecesi indir dik der. Yine Kuran da haram aylar vardır ki o aylarda hac etme aylarıdır. O aylarda hacılar görevlerini yerine getirsinler tehlikelerden azade olsunlar diye her türlü şer yasaklanmıştır.

Kadir gecesi için ise bu geceyi size kutsal kıldık diğer gecelerden daha değerlidir demiyor. Bin geceden hayırlıdır meselesi ise yapılacak ibadetin önemini göstermektedir. Dini bizden daha iyi bildiğini kabul edeceğimiz hoca efendiler mükâfatını Allah’tan isteyerek Kadir gecesini kim ibadetle ihya ederse günahlarının af olacağı gibi büyük sevaba girerler derler.

Bir Müslüman inanarak ve bilerek her gününü ve gecesini nasıl görür ve bilirse ibadetlerini de içinden gelerek nasıl yapıyorsa Kadir gecesinde de aynı şekilde ibadetini yerine getirir.

Bir de Kuran hatmetme meselesi var. Dinimizde ne Kuran hatmetme nede hatim duası diye bir konu vardır. Bunu da sonradan rant ve çıkarcılar bazı hoca dediğimiz menfaat beklentisi içinde olanların icat ettiği bir konudur.

Bakınız ne kadar çok Kuran okuyup hatim ederseniz o kadar sevaba girersiniz . Allah aşkına manasını bilmeyip anlamadan okunan Kuranın kime ne faydası olur. Dalında asılı duran üzüm salkımını elinizle tutup sağa sola çevirseniz ne güzel Allah yaratmış deyip göze hoş görünüyorsa O salkımın tatmadığınız halde tadından ne anlarsınız. Manasını anlayıp yaşamını dinine göre tanzim etmek esastır. Yok sa papağan misali ha bire kuranı yüzeysel olarak okumak zaten istenilen maksat değildir.

Hatim indirmek din emri değildir. Gelenek halini almış bir uygulamadır. Hele hele başkalarına para karşılığı yaptırılan hatim hiçte dini bir kural değildir. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekirken kendimizi kandırmayalım. Bilhassa ölülerin arkasından hatim yapılmaz. Dua eldir. Günahlarının bağışlanması Allah’ın şefahatına mazhar olması istenir. Kuran da yer alan dua olan ayetler okunabilir. Mezarlılarda ve her hangi bir yerde para ile ölüye kuran okutmak asla caiz değildir. Tören vari hatim ve kuran okutmalar reklama dönüştürülen dini uygulamalar tamamen biat tır din dışıdır.

Kuran yaşayan insanlar içindir. Sosyal yaşama yön veren insanlar arasında yaşamı düzenleyen ahlaki ve etik kuralları içeren ve öneren bir kitaptır. Asla ve asla ölüler kitabı değildir. Kuran okuyan kişi okuduğu sure ve ayetlerin mealini de okuyarak bilerek okumalıdır.

Hz. Muhammet (s.a.v.) zamanında hatim diye bir şey yoktu. Sadece Kuranın tamamlanması peygamberin vefatından üç ay önce tamamlanmış ve tamamı bir defa daha onun tarafından okunmuştur. Zaten Kuran peygamberin vefatından sonra Halife Ebu Bekir tarafından toparlanıp kitap haline getirildi. Halife Osman tarafından ise nüshaları çoğaltıldı.

Bir insan ölünce amel defteri kapanır. Peygamberin açıklamasına göre üç konu vardır ki kapanmaz. Bunlar günümüzde de önemini kaybetmeyen hususlardır. Ama asla uyulmayan konulardır. İşte İslam aleminin en kötü zaafı ve geri kalmışlığının sebeplerinin en önemlileri de bunlardır.

1-Hayırlı evlat yetiştirmek.
2-İlim geliştirmek.
3-Hayır hasenat yapmak.

Yukarıdaki bu önemli konular dururken bizler ne yapıyoruz din diye din dışılıklarla uğraşıyoruz. Ölünün ardından helva, pide ayran Vs. dağıtıyoruz. Hayrına diye sanki öldüde kurtulduk der gibi.

Ölenlerin kıyafetlerini dağıtmak. İslamalemin de sadece bize has bir gelenek. Bizdeki bu adet ta İslam öncesi inanışımızdan gelmektedir.

Gevşen ve benzeri şeyler taşımak ve bunlardan medet ummak. Buda dini inancımıza uymayan yanlışlıklardandır.

İster kendimiz için ister yakınlarımız ve isterse ahrete intikal edenler için yapılacak en iyi dua insanın içinden gelerek saf ve sade duygularla yalın ifade ile aklının erdiğince yaptığı dualar en makbul olanlardır.

Bunlara benzer konular maalesef içimize öyle yer etmişler ki söküp atmak gerçek Kuran hükümlerine dönmek kolay olmasa gerek. En büyük görev burada diyanete düşüyor. Diyanette maalesef halktan göreceği tepki karşısında gerçeklerden kaçıyor. Din diye yer eden bu saçmalıkları unutturmak kolay değil.

Hıristiyan alemi bütün dünya insanlarına kendi inancı kitap olan İncili bilâ bedel dağıtırken bizim diyanet bakanlıklardan fazla bütçesi ile eksiksiz bir Kuran ve mealini halkına dağıtmaktan aciz.

Durmuş Karabağlı
2012

 

paylaşım için teşekkürler.